Saat
  Telefon  +90 538 941 18 31
 E-Mailinfo@narkendinol.com
 AdresGoogle Maps Adres
 TakvimAtölye Etkinlik Takvimi
           ANASAYFA   HAKKIMIZDA   BASINDA NAR KOGA   RÖPORTAJ   FOTOĞRAFLAR   VİDEOLAR   RADYO YAYINI   NAR BLOG   ÖN KAYIT 
Öznur YILMAZ BERK
oznuryilmazberk@hotmail.com
ZİHNİMİZİN DOLAŞMAYI SEVDİĞİ YERLER
17/05/2014
  

Merhaba , geçen ay  pozitif düşünceden bahsettmiştim.

Bu ay da negatif düşünce kalıplarımızı ve yargılarımızı örnekleyerek sizinle paylaşmak isitiyorum. Negatif Kalıpların Oluşması nasıl oluyor da bazı insanlar her şeyi negatif tarafından algılıyor.Aslında negatif tutum  ya içe dönük, ya da dışa dönük oluyor. Hepimiz duymuşuzdur. Maslow’un  ihtiyaçlar hiyerarşisini bizler doğduğumuz andan itibaren hiyerarşik yapı gösteren ihtiyaçlarımız oluşur.Doğduğumuz günden itibaren hiyerarşik yapı gösteren ihtiyaçların optimum seviyede tatmin olmaması,bizde çeşitli travmalar meydana getirir.Bu travmaların çokluğu veya şiddeti,bizlerin dış dünyadan gelen uyarıları değerlendirmemizde negatif eğilimli baskı oluşturur.

Bu negatif tepki karşı tarafa da, bir süre sonra özgüvenine yavaş yavaş zarar veriyor.Bir insanın bir başka insana bu şekilde  zarar vermesi adeta katil seviyesinde bir davranış şekli gibi geliyor bana.İçe dönük negatif enerji ise  kendi kendimizi  tahrip edercesine eleştirmemize neden oluyor. Kendimizi herkesten zayıf ve aşağı görmeye başlıyoruz.Eğer  bundan rahatsız olmuyorsak  psikolojik bakımdan mazoişt bir yapıya doğru ilerleyebiliriz.Bu devam eden davranış haline geldikçe kısır bir döngü yaratır. Kişinin bundan kurtulması için farkına varıp mutlaka bundan kurtulmak istemesi  ve bir dönüştürücü kullanması gerekmektedir.İnsanların  birbirlerinden farklı zihinsel yapıları olduğu gibi,davranışsal açıdan da farklılıkları vardır.Yaşam süreci içinde ki deneyimlerimiz ve öğrediklerimizle kazandığımız düşünce kalıpları çevremizde önyargı adını verdiğimiz duvarlar oluştururlar.Bu duvarlar,bizim, olanı objektif olarak değerlendirmemize engel olur.Önyargılarımız bize çarpık düşüncelerle geri döner.

 Örnek vermek gerekirse ,çocuğumuz  veya eşimizi  beklediğimizi düşünelim.Her akşam 17.30 da eve gelirdi.Fakat hala gelmedi. Daha önce hiç haber vermeden ortadan böyle yok olmamış olsun.Onun davranışları hakkında bizim kayıtlarımızda böyle bir bilgi olunca ,saatler ilerledikçe aklımıza gelen düşünceler hep negatif olur.’’Acaba bir kaza mı oldu?’’ Zaman geçtikçe stres ve kaygı düzeyimiz artarak yükselir.O anda stresin tüm fizyolojik belirtilerini hissederiz.Kalbimiz çarpar,ellerimiz titrer,sese hassasiyetimiz artar,toleransımız azalır.Geldiğimiz nokta panik durumudur.İşte burada,düşüncelerimize hakim olan önyargılarımızdır.Böyle bir durumda,kişinin geç kalmasının arkasında yatan gerçekleri bilmemize rağmen ,zihnimizdeki bilgi kalıplarının düzenlediği negatif senaryolara inanırız.Stres düzeyimiz arttıkça düşünce  sistemimiz de diğer vücut kimyamız da değişmiştir. Bedenimizde adrenalin salgısı artmış ve kendimizi daha da gergin hissetmesine neden olmuştur.Beklediğimiz kişinin bir süre sonra geldiğini düşünelim.Onu soğukkanlılıkla dinleyip,geç kalma nedenini anlayacak halimiz kalmamıştır.Birden patlarız.Belkide gecikmesinin masum bir sebebi vardır.Ama onu dinlemek  için beyinsel fonksiyonlarımızın dinlemeye  uygun düzeyde olması gerekmekte ,yani mantıklı düşünebilmenin kimyasal yapısına sahip olmamız gerekir. Aynı olaya başka boyuttan bakalım.18-19 yaşlarında bir çocuğumuz var.Akşam eve geldiğinizde bazen evde oluyor,bazen olmuyor,bazen telefon edip bilgi veriyor.Bazen de bilgi vermiyor ve geç geliyor.Hakkında böyle bilgilere sahip olduğunuz kişiye eve  geldiğinizde bulamadığınız durumda  kendinizi rahatsız hisseder misiniz? Halbuki iki olguda aynıdır.

’’Evde olmayan insan olgusu’’ iki farklı geçmiş bilgi ,anlık duyguları etkilemekte ve farklı psilolojik durumun yaşanmasına neden olmaktır.

Pozitif ve negatif tarafta düşünebildiğimiz kadar alternatifi de aynı ağırlıkta düşünebilsek  strese girmeyiz.Bu duruma göre ister negatif,ister pozitif olsun, zihnimizin bir ürünü olduğuna göre hiçbirinin diğerine üstünlüğü yoktur.Biz neye yoğunlaşırsak zihnimiz o kimyayı  oluşturarak bizi o duygu durumuna sokar. İhtiyaç hiyerarşisinde birini tamamlamadan bir üste geçemeyiz.Duygu ve hislerimiz bizim tamamlanmış yanımızı bize gösterir ve o duyguyu tamamladığımızda kaygımız biter. Ondan sonra nötr duruma geçerek dengeli bir yapı içinde oluruz.Sonuç olarak beynimize yeni bir tarzda düşünmeyi öğretebiliriz.Sadece bilmek öğrenmek için yeterli değildir.Eylem ve egzersiz gereklidir.Bunun için bu ay uygulayacabileceğimiz bir egzersizi paylaşıyorum. Örneğin  ‘’öfke ‘’ diyorsunuz ve onunla ilgili bilgilerin zihninize gelmesine izin veriyorsunuz.Hafıza ile bilinç arasında  ki duyularınıza bağlı kalıplarınız gelecektir.

İster yazın ister farkına varın  ve daha sonra bunu birkaç başka duyguyla deneyin.Bu egzersiz size neyi algılayıp nasıl  anlamlandırdığınızı fark ettirecektir.Bakalım nasıl hissedeceksiniz.

 

Öznur Yılmaz Berk

 

*Kaynakça:Prof.Dr.Nursel Telman

 Pozitif düşünmenin sihirili gücü



1152 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

MANDALA NEDEN GÜNÜMÜZDE KONUŞULMAYA BAŞLANDI ? - 07/11/2014
lk Mandala Atölye kayıtlarımız devam ediyor. MANDALA'yı, dünyanın oluşumunda ki ilk anına geri döndüğümüzde görebiliriz.''BİNG BANG'' bir patlama ve merkezden yayılan atom parçacıkları ile yayılan Mandala.
Stefano D'Anna Anısına - 19/10/2014
‘’Dünyanın tüm problemlerinin başlıca sebebi ve esas kaynağı insanoğlunun kalbinde bulunan bir kara delik
EFT Duygusal Özgürleşme Tekniği ile gelen Şifa 2 - 22/07/2014
EFT tıpkı bir soğanı soymak gibidir.Hangi katmanda sorununuz ile ilgili altda yatan blokajınız ile karşılaşacağınız belli olmaz.Önemli olan bedeni tkip ederek. Yakaladığınız duygu ve düşüncelere tıplamalarla devam etmektir.
EFT Duygusal Özgürleşme Tekniği ile gelen Şifa - 21/07/2014
Bütün olumsuz duyguların nedeni vücudun enerji sisteminin bozulmasıdır.
ZİHNİN SINIRLARINI AŞABİLDİĞİN KADAR ÖZGÜRSÜN. - 10/07/2014
Artık dünya da yeni bir değer var.IQ dan sonra EQvardı. Şimdi, SQ ruhsal eka önemli olmaya başladı.
MERAK EDENLER İÇİN BEN - 27/05/2014
KENDİN OLDUĞUNDA; ,KENDİ VAROLUŞUNU GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE YOLA ÇIKAR ÖZGÜRLEŞİRSİN.
İÇİMİZDE Kİ ÇOCUK BİZE NE DİYOR ? - 23/04/2014
MUTLULUKTA MUTSUZLUKTA BİZİM SEÇİMİMİZ OLABİLİR Mİ?
KENDİN OLMAK ÖZGÜRLÜKTÜR - 29/03/2014
Beni bilmek benliği bilmek.Kendin Olmak eşsiz bir farkındalıktır.
POZİTİF DÜŞÜNME ÖZGÜRLÜĞÜN DÜŞÜNCEDE GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAR. - 29/03/2014
Eleanor H. Porter (1868 -1920)tarafından kaleme alınan ‘’Pollyana’’adlı kitapda Romanın kahramanı herşeyde mutlaka pozitif bir taraf bulur
 Devamı